iStanbul, Moscow, Barcelona, New York!

Ben ne kadar sussam, sen ne kadar duyarsın? Yoksun!... Kıvranıyorum! Yüzümde bıraktığın o son tebessümle karışıyorum gecenin en deli vaktine! Sözümde bıraktığın o son hecenle kurutuyorum tüm cümleleri! Sensizlik bu, senden önce iniyor her bir hücreme... İçimde bıraktığın o tek geceyle ürkütüyorum ömrümü! ... Gece bu, ömürden önce inliyor bu vakitlerde... Gidip de gelmeyecek, gelip de gitmeyecek gibi duruyordun... Üstüne titriyordum titreye titreye... Şimdi sana birikiyorum.. Sana biriktiriyorum içimin en nazlı anını!... Naz bu , bulaşmaz öyle her güne... Sana sarılmak.. Kollarında solumak istiyorum, soluksuz kalıyorum herbir isteyişte... Bu yokluk benzemiyor hiç bir ölüme... Yokluğuna mı ödül verilmiş ömrümde bilmiyorum... Kimsin nesin?.. Ben??? Deli miyim neyim?...

Hiç bakmasaydın keşke, bakışın yüzümde patlamazdı böylece... tenini çekmeseydim içime..tenin içimde kalmazdı böylece... Sesini duymamalıydım… Beni kendine katar gibi sarılmamalıydın,. rüyadayım sanmalıydım yüzüme dokunduğunda! Bana hiç cümle kurmamalıydın sabaha karşı... ya da ben hiçbirisini hatırlamamalıydım, sarhoşluğuma vermeliydim hatırladıklarımı... Güne seninle başlamıştım, bakışını yüzümde unutmuştun, ve ben her gözlerimi kapadığımda, güpegündüz bi çift göz görüyordum bana dikilmiş.…. Sonra ,karanlıktan önce iniyordun geceye VE,hep aynı gece tekrarlanıyordu! boğazımda düğümlendim... "lanet olsun" çözülen tek cümle buydu sana dair, geceye dair, sözlerine..bize... topuna işte.. koskoca bir "lanet olsun" Zaman demiştin dimi?? al işte, şimdi o tek gece, bir asır çekiyor burda! tekrarlanıp duruyorsun içimde.. topu topu birkaç ayrıntı! bir bir ekliyorum onları gündeliklere. yak bi sigara diyorum tam da bu zaman, Tek nefes…. nefesi verip seni çekiyorum ağır ağır, s