Dershane krizi başladığından ve ülke, yolsuzluk 'tezgâh'ıyla kaosun eşiğine sürüklendiğinden bu yana, uykularım kaçıyor; yangın yerine dönen yüreğimden her dem bir parça kopuyor...
Gerçekten de karıncayı bile incitmeyecek bir cemaatin mensubu Müslümanlar, nasıl olur da, pire için yorgan yakmaktan, kendi çıkarları için ülkeyi kaosun eşiğine sürüklemekten çekinmeyecek kadar basiretlerini ve ferasetlerini yitirebilirler?
Bu soru, öyle geçiştirilecek türden bir soru değil.
İŞTE FELÂKETİN BOYUTLARI...
Burada karşı karşıya kaldığımız felâket sadece iki sosyal gövdenin güç mücadelesinden ibaret değil.
Felâketin boyutlarını görebilmek için Cemaat'in yüzbinlerce kişi tarafından okunan en önemli dergisi Sızıntı'nın yazarlarından birinin art arda geçtiği şu twitlere bakmanız yeterli. Bu twitleri okuduğumda beynimden vurulmuşa döndüm!
Aynen şu twitleri yazmış Sızıntı yazarı:
'Hocaefendi Türkiye'ye neden gelmiyor diye soruyorlar. Münafıkların ülkesine neden gelsin? Yolsuzluklarla yaşayan sapık iktidarlara oy veren sapıkların ülkesine neden gelsin? Yolsuzlukları İsrail ve ABD bitirecekse, yaşasın İsrail, yaşasın ABD' (!!!)
Nasıl yani?! Nasıl?
NASIL BİR SAVRULMADIR BU?
Nasıl bir zihindir bu yahu! Nasıl bir savrulmadır bu!
Daha dün, 5 yıl önceki seçimlerde, 'aman dikkat, yolsuzluk numarasıyla seçimleri sabote edecekler! Uyanık olalım!' diyen siz değil miydiniz?
Dün, yolsuzluk tezgâhına karşı milleti uyanık olmaya çağıran insanlar, bugün nasıl olur da bu tezgâhın tam göbeğinde yer alabilirler?
Türkiye'yi içine sürüklediğiniz kaosun yolsuzluklarla zırnık kadar ilişkisi olmadığını sağır sultan bile duydu, ama siz 'duymadınız'!
Bu iktidar 'sapık', öyle mi?
Bu iktidara oy verenler 'sapık' öyle mi?
Bu ürpertici cümleleri kurabildiğinize göre, siz nesiniz, söyler misiniz? Onu da söyleyin lütfen!
CEMAAT'İN YOLSUZLUĞA BULAŞMADIĞINDAN NASIL EMİN OLABİLİYORSUNUZ?
Bu ülke, size boyun eğmiyor, sizin kontrolünüzde değil diye 'münafıkların ülkesi' mi oldu şimdi?
Bu iktidarla 8-9 sene ülkeyi birlikte yönetmediniz mi? Bu iktidar döneminde yolsuzluklar varsa ki, -ki elbette vardır-, siz, bu yolsuzluklara bulaşmadığınızı mı, iddia ediyorsunuz?
Sadece ben, yolsuzluklara bulaştığını öğrendiğim kaç tane Cemaat üyesinin kafasını milletin içinde duvarlara vurdum! Gerisini siz düşünün artık!
İSRAİL'DEN VE ABD'DEN MEDET UMANLARDAN KORKULUR!
En vahimi de şu: 'Yolsuzlukları, İsrail ve ABD bitirecek/se...' demek, ne demek yahu?
Küre ölçeğinde kapitalizmin, açgözlülüğün, sömürünün, kan emiciliğin iki yegâne sembolü ABD ve İsrail'in Türkiye'deki yolsuzlukları bitirmesini beklemeye kalkışmanın, nasıl bir hâlet-i rûhiyenin, nasıl bir zihin savrulmasının, nasıl bir körleşmenin ve köleleşmenin ifadesi olduğunu göremiyorsanız, sizden korkulur arkadaş!
NEYE VE KİME HİZMET ETTİĞİNİZİ GÖRÜN ARTIK!
Eğer bu twitler, sadece bir kişinin hezeyanları olmuş olsaydı, aslâ dikkate almaz, 'kafayı yemiş bu adam! Allah ıslah etsin!' der, geçerdim.
Ama bu savrulma, Cemaat'in medyasında da, kilit kadrosunda da bütün ürperticiliğiyle aynen yaşanıyor!
Şu sorunun cevabını verin lütfen, verebilirseniz: Erdoğan'ı 'terör destekçisi', 'El-Kaide'ci' diye yaftalayan iğrenç haberleri (ve twitleri) bütün dünyaya İngilizce olarak servis etmekten çekinmeyen Cemaat medyası, neye ve kime hizmet ediyor; daha da önemlisi, ne yapmak istiyor acaba?
Dahası, 130 küsur ülkedeki kimsesizin, yetimin, özürlünün, açlığın pençesinde kıvranan masum çocuğun, eli, ayağı, yüreği, kalbi ve vicdanı olan İHH (İnsanî Yardım Vakfı) gibi insanlığın vicdanı, Müslümanların yüzakı bir hayır kurumunu 'terör örgütü' listesine aldırmak için yaptığınız tüyler ürperten haberlerle kimsesiz, çaresiz çocukların umutlarını vurduğunuzu, kararttığınızı göremeyecek kadar vicdanınız karardı da haberimiz mi yok bizim!
CEMAAT'İ 'CEMAAT'TEN KURTARMAK GEREKİYOR!
Eğer hâlâ zırnık kadar vicdanınız kaldıysa söyleyeceklerimi kulaklarınıza küpe edin lütfen:
Müslümanların tarihlerinde ilk kez böylesine çöküş yaşadıkları bir zaman diliminde, Müslümanların umudu olduğunu gösteren Erdoğan'ı, dünyanın yetimlerinin vicdanı olduğunu gözler önüne seren İHH'yı -iç ve dış şer şebekeleriyle girdiğiniz kirli ittifaklarla- sadece kendi çıkarlarınızı korumak için 'bitirecek' olursanız, Müslümanların ve kimsesizlerin ahı, 'Tanrı'yı kıyamete zorlamaya' yeter de artar bile!
17 Aralık'tan itibaren ülkeye verdiğiniz maddî zarar, ülkeyi içine sürüklediğiniz kaos ve en önemlisi de açtığınız büyük manevî yaralar, Anadolu'daki masum Cemaat mensuplarının dünyalarını karartmaya yetti!
Bunu bile göremiyorsanız, vay hâlinize sizin!
Geriye söylenecek tek söz kalıyor: Cemaat'i Cemaat'ten kurtarmak gerekiyor!
Bu ülkenin sahipsiz insanına 'münafık', 'sapık' diyen bir 'Cemaat', sadece kendini değil, Türkiye'yi de, İslâm dünyasının makus talihini yenme imkânlarını da yerle bir ediyor, bitiriyor demektir, çünkü.
ALLAH'A TEVBE EDİN, MİLLETTEN ÖZÜR DİLEYİN! YOKSA KIYAMETİ BEKLEYİN!
Burada şunu söylemek zorundayım: Ben, kışkırtıcılık yapacak son adamım. Bunu, Cemaat'in hukukunu, dershaneleri sonuna kadar savunarak gösterdim burada.
Fakat sonuçta, bölgenin umudu olduğunu gösteren bir lidere 'kahrolsun Erdoğan!', dünyada kimsesizlerin vicdanı olduğunu kanıtlayan küresel bir hayır kurumuna 'kahrolsun İHH!' diyebilen; bu yetmiyormuş gibi, bir de 'İsrail'den, ABD'den medet uman!' bir 'Cemaat', ülkem adına, Müslümanlar adına, insanlık adına korkutuyor beni.
Cemaat'in iyiniyetli yöneticilerinden ve mensuplarından tek bir ricam var: Bu milletten özür dileyin, Allah'a tevbe edin! Yoksa, kıyameti bekleyin -Allah muhafaza!
kaynak
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/kahrolsun-erdogan-kahrolsun-ihh-yasasin-israil-yasasin-abd/46710
Gerçekten de karıncayı bile incitmeyecek bir cemaatin mensubu Müslümanlar, nasıl olur da, pire için yorgan yakmaktan, kendi çıkarları için ülkeyi kaosun eşiğine sürüklemekten çekinmeyecek kadar basiretlerini ve ferasetlerini yitirebilirler?
Bu soru, öyle geçiştirilecek türden bir soru değil.
İŞTE FELÂKETİN BOYUTLARI...
Burada karşı karşıya kaldığımız felâket sadece iki sosyal gövdenin güç mücadelesinden ibaret değil.
Felâketin boyutlarını görebilmek için Cemaat'in yüzbinlerce kişi tarafından okunan en önemli dergisi Sızıntı'nın yazarlarından birinin art arda geçtiği şu twitlere bakmanız yeterli. Bu twitleri okuduğumda beynimden vurulmuşa döndüm!
Aynen şu twitleri yazmış Sızıntı yazarı:
'Hocaefendi Türkiye'ye neden gelmiyor diye soruyorlar. Münafıkların ülkesine neden gelsin? Yolsuzluklarla yaşayan sapık iktidarlara oy veren sapıkların ülkesine neden gelsin? Yolsuzlukları İsrail ve ABD bitirecekse, yaşasın İsrail, yaşasın ABD' (!!!)
Nasıl yani?! Nasıl?
NASIL BİR SAVRULMADIR BU?
Nasıl bir zihindir bu yahu! Nasıl bir savrulmadır bu!
Daha dün, 5 yıl önceki seçimlerde, 'aman dikkat, yolsuzluk numarasıyla seçimleri sabote edecekler! Uyanık olalım!' diyen siz değil miydiniz?
Dün, yolsuzluk tezgâhına karşı milleti uyanık olmaya çağıran insanlar, bugün nasıl olur da bu tezgâhın tam göbeğinde yer alabilirler?
Türkiye'yi içine sürüklediğiniz kaosun yolsuzluklarla zırnık kadar ilişkisi olmadığını sağır sultan bile duydu, ama siz 'duymadınız'!
Bu iktidar 'sapık', öyle mi?
Bu iktidara oy verenler 'sapık' öyle mi?
Bu ürpertici cümleleri kurabildiğinize göre, siz nesiniz, söyler misiniz? Onu da söyleyin lütfen!
CEMAAT'İN YOLSUZLUĞA BULAŞMADIĞINDAN NASIL EMİN OLABİLİYORSUNUZ?
Bu ülke, size boyun eğmiyor, sizin kontrolünüzde değil diye 'münafıkların ülkesi' mi oldu şimdi?
Bu iktidarla 8-9 sene ülkeyi birlikte yönetmediniz mi? Bu iktidar döneminde yolsuzluklar varsa ki, -ki elbette vardır-, siz, bu yolsuzluklara bulaşmadığınızı mı, iddia ediyorsunuz?
Sadece ben, yolsuzluklara bulaştığını öğrendiğim kaç tane Cemaat üyesinin kafasını milletin içinde duvarlara vurdum! Gerisini siz düşünün artık!
İSRAİL'DEN VE ABD'DEN MEDET UMANLARDAN KORKULUR!
En vahimi de şu: 'Yolsuzlukları, İsrail ve ABD bitirecek/se...' demek, ne demek yahu?
Küre ölçeğinde kapitalizmin, açgözlülüğün, sömürünün, kan emiciliğin iki yegâne sembolü ABD ve İsrail'in Türkiye'deki yolsuzlukları bitirmesini beklemeye kalkışmanın, nasıl bir hâlet-i rûhiyenin, nasıl bir zihin savrulmasının, nasıl bir körleşmenin ve köleleşmenin ifadesi olduğunu göremiyorsanız, sizden korkulur arkadaş!
NEYE VE KİME HİZMET ETTİĞİNİZİ GÖRÜN ARTIK!
Eğer bu twitler, sadece bir kişinin hezeyanları olmuş olsaydı, aslâ dikkate almaz, 'kafayı yemiş bu adam! Allah ıslah etsin!' der, geçerdim.
Ama bu savrulma, Cemaat'in medyasında da, kilit kadrosunda da bütün ürperticiliğiyle aynen yaşanıyor!
Şu sorunun cevabını verin lütfen, verebilirseniz: Erdoğan'ı 'terör destekçisi', 'El-Kaide'ci' diye yaftalayan iğrenç haberleri (ve twitleri) bütün dünyaya İngilizce olarak servis etmekten çekinmeyen Cemaat medyası, neye ve kime hizmet ediyor; daha da önemlisi, ne yapmak istiyor acaba?
Dahası, 130 küsur ülkedeki kimsesizin, yetimin, özürlünün, açlığın pençesinde kıvranan masum çocuğun, eli, ayağı, yüreği, kalbi ve vicdanı olan İHH (İnsanî Yardım Vakfı) gibi insanlığın vicdanı, Müslümanların yüzakı bir hayır kurumunu 'terör örgütü' listesine aldırmak için yaptığınız tüyler ürperten haberlerle kimsesiz, çaresiz çocukların umutlarını vurduğunuzu, kararttığınızı göremeyecek kadar vicdanınız karardı da haberimiz mi yok bizim!
CEMAAT'İ 'CEMAAT'TEN KURTARMAK GEREKİYOR!
Eğer hâlâ zırnık kadar vicdanınız kaldıysa söyleyeceklerimi kulaklarınıza küpe edin lütfen:
Müslümanların tarihlerinde ilk kez böylesine çöküş yaşadıkları bir zaman diliminde, Müslümanların umudu olduğunu gösteren Erdoğan'ı, dünyanın yetimlerinin vicdanı olduğunu gözler önüne seren İHH'yı -iç ve dış şer şebekeleriyle girdiğiniz kirli ittifaklarla- sadece kendi çıkarlarınızı korumak için 'bitirecek' olursanız, Müslümanların ve kimsesizlerin ahı, 'Tanrı'yı kıyamete zorlamaya' yeter de artar bile!
17 Aralık'tan itibaren ülkeye verdiğiniz maddî zarar, ülkeyi içine sürüklediğiniz kaos ve en önemlisi de açtığınız büyük manevî yaralar, Anadolu'daki masum Cemaat mensuplarının dünyalarını karartmaya yetti!
Bunu bile göremiyorsanız, vay hâlinize sizin!
Geriye söylenecek tek söz kalıyor: Cemaat'i Cemaat'ten kurtarmak gerekiyor!
Bu ülkenin sahipsiz insanına 'münafık', 'sapık' diyen bir 'Cemaat', sadece kendini değil, Türkiye'yi de, İslâm dünyasının makus talihini yenme imkânlarını da yerle bir ediyor, bitiriyor demektir, çünkü.
ALLAH'A TEVBE EDİN, MİLLETTEN ÖZÜR DİLEYİN! YOKSA KIYAMETİ BEKLEYİN!
Burada şunu söylemek zorundayım: Ben, kışkırtıcılık yapacak son adamım. Bunu, Cemaat'in hukukunu, dershaneleri sonuna kadar savunarak gösterdim burada.
Fakat sonuçta, bölgenin umudu olduğunu gösteren bir lidere 'kahrolsun Erdoğan!', dünyada kimsesizlerin vicdanı olduğunu kanıtlayan küresel bir hayır kurumuna 'kahrolsun İHH!' diyebilen; bu yetmiyormuş gibi, bir de 'İsrail'den, ABD'den medet uman!' bir 'Cemaat', ülkem adına, Müslümanlar adına, insanlık adına korkutuyor beni.
Cemaat'in iyiniyetli yöneticilerinden ve mensuplarından tek bir ricam var: Bu milletten özür dileyin, Allah'a tevbe edin! Yoksa, kıyameti bekleyin -Allah muhafaza!
kaynak
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/kahrolsun-erdogan-kahrolsun-ihh-yasasin-israil-yasasin-abd/46710
Yorumlar
Yorum Gönder