Ana içeriğe atla

Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır




 Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına


Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına

Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır

(Günümüz Türkçesiyle)

Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona
Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Öyle tek bir incidir iki deniz arasında
Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa

Nedim (18. yüzyıl)*

Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına

Nedim‘in bu dizeleri yazmasının üzerinden 3 asır geçmiş.

İstanbul ise paha biçilmez bir inci gibi güzelliğini korumaya halen devam ediyor.

Peki İstanbul’un eşsiz güzelliğinin farkında mıyız? Değerini biliyor muyuz? Maalesef hayır.

İstanbul’u hoyratça kullanıyoruz, elden ele savuruyoruz, çarpıyoruz, kırıyoruz, kirletiyoruz, bozuyoruz, incitiyoruz. Üzüyoruz…
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına

O ise, hiçbir şey olmamışcasına tüm güzelliğini yine bizlerle paylaşmaya devam ediyor. Parıldıyor, ışıldıyor, en güzel kıyafetlerine bürünerek bizleri selamlıyor, gülümsüyor, gülüyor. Bıkmadan, usanmadan, her gün…

***
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına

Avrupa’da birçok şehri gördüm. Bazılarında aylarca yaşadım, yaşıyorum. Hem de bu şehirler sıradan şehirler de değil. Dünyanın en fazla turist çeken, en güzel olduğu iddia edilen, en etkileyici şehirlerinden bahsediyorum. Berlin’den, Prag’dan, Dublin’den, Londra’dan, Paris’ten…

Evet, güzeller, hatta çok güzeller…
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına


Ama hiçbirisi İstanbul kadar güzel değil. Hiçbirisi tüm ruhunu, güzelliğini İstanbul kadar içten paylaşmıyor sizinle. Hiçbirisi İstanbul kadar candan, sıcak, “hayat dolu” değil.
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına

İnsanıyla, doğasıyla, tarihiyle ve kokusuyla öylesine büyüleyici bir şehir ki İstanbul, kaderiyle başbaşa bırakılamaz. Yönetenlerinin ve idarecilerinin insafına terkedilemez. Öylesine güzel ve öylesine masum ki; onu incitecek, üzecek hiçbir şeye seyirci kalınamaz.

İşte bu yüzden İstanbul’a sahip çıkalım.

Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına

En azından değerini bilelim, nasıl bir yerde yaşadığımızın farkına varalım hiç olmazsa, değil mi?

kaynak : http://www.buyukgokcesu.com/2010/11/22/bu-sehr-i-sitanbul-ki/


Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına



Daha derini sevenler için


KASİDE'DEN
Bu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedadır

Bir gevher-i yek-pâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır

Altında mı üstünde midir cennet-i a'lâ
El-hak bu ne halet bu ne hoş âb u hevâdır

Her bağçesi bir çemenistân-ı letafet
Her gûşesi bir meclis-i pür-feyz ü safadır

İnsaf değildir anı dünyâya değişmek
Gül-zârların cennete teşbih hatâdır

Hep halkın etvârı pesendîde vü makbul
Derler ki biraz dilberi bî-mihr ü vefadır

İstanbul'un evsâfını mümkün mü beyân hiç
Maksûd heman Sadrı kerem-kâre senadır

Ey Sadr-ı kerem-kâr ki dergâh-ı refîin
Erbâb-ı dile kıble-i ümmîd ü recâdır

İdin ola ikbâl ü saadetle mübarek
Günden güne ikbâlin ola gün gibi zahir

Sadrında seni ey leye Hak dâmi ü sabit
Hep âlemin ettikleri şimdi bu duadır

Ey Sadr-ı cihan-hân ede Hak devletin efzûn
Kim devletin erbâb-ı dile Lûtf-ı Hudâdır

Ez-cümle Nedîmâ kulun ey âsaf-ı devrân
Müstağrak-ı lûtf u kerem ü cûd u atadır
 Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Metin İncelemesi:
Biçim Yönünden:
Biçimi: Nazım.
Nazım biçimi: Kaside.
Nazım birimi : Beyit.
Ölçüsü : Aruz.
Mef û lü / me fâ î lü / me fâ î lü / fe û lün
Türü: Lirik şiir
Konusu: İstanbul kenti, türlü güzellikleriyle anlatılıyor.
Temi : Hayranlık, övgü.
 Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Dil özellikleri:
a) Şiir, Arapça ve Farsça söz ve tamlamalarla yüklüdür, dil ağırdır.
b) Anlatımda söz sanatlarına yer verilmiştir.
c) Söyleyiş yalınlıktan uzak olmakla birlikte, daha önce okuduğumuz kasidelere oranla daha sade bir dil kullanılmıştır.
d) Kimi sözcüklerin başında geçen "bî", Fars­ça olumsuzluk ekidir.
e)"u,ü", ve anlamında kullanılmıştır.
f)Kenti daha canlı olarak anlatabilmek için sıfatlara çokça yer vermiştir.

Söz Sanatları:
Beyit: 2- İstanbul kenti bir "mücevhere" ben­zetilmiştir. Benzetme, öğelerden sadece kendisine benzetilen mücevhere yer verildiğinden "açık istiare"dir.
Beyit: 3- İstanbul'un suyu ve havası cennetin suyuna ve havasına benzetilmiştir. Şair, bu yüzden cennetin kentin altında mı üstünde mi olduğunu bil­mezlikten geliyor, bu yolla da "tecahül-i arif" sana­tı yapıyor.
Beyit: 4- İstanbul'un bahçeleri "güzellik çi­menliğine; her yanı, tüm köşeleri de feyz ve eğlen­ce dolu "meclis" e benzetiliyor.
Beyit: 7- "Sadr" sözcüğü, "göğüs, yürek; baş­kan, önde gelen; sadrazam" anlamlarına gelir. Sözcük, hem sadrazam hem de baş anlamlarında kullanılarak "tevriye" sanatı yapılmıştır.
Beyit: 8- Sadrazamlık makamı dilek kıblesi olarak, düşünülmüş, söz,mecazi anlamda kullanılmıştır.
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
İçerik Yönünden:
1-Bu İstanbul kenti değer biçilemeyecek kadar eşsizdir,
Onun bir taşına tüm Acem ülkesi feda olsun.

2-O, iki deniz arasında tek parça bir mücevher gibidir,
Dünyayı aydınlatan, ısıtan güneş ile bir tutul­sa yeridir.

3. Cennet altında mıdır üstünde inidir?
Gerçekten bu ne haldir, bu ne hoş su ve hava­dır?

4.Her bahçesi bir güzellik çimenliği gibidir,
Her köşesi insana zevk ve yaşama isteği verir.

5. O'nu dünya ile değişmek insafsızlık olur,
Gülbahçesini cennete benzetmek yanlış olur.

6.Tüm halkının davranışları seçkin ve kibardır,
Yalnız güzelleri biraz vefasızdır derler.

7. İstanbul'un niteliklerini anlatmak hiç mümkün müdür?
Amaç, hemen o cömert sadrazamı övmektir.

8. Ey cömert sadrazam! Senin bulunduğun yüce makam,
Gönül sahiplerinin ümit ve dilek kıblesi gibidir.

9-Bayramın yücelik ve mutluluk içinde geçsin,
Yüce tahtın gün geçtikçe bir güneş gibi aydınlık saçsa

10-Tanrı, senin sadrazamlığını başımızda sürekli kılsın,
Ülkemizde herkesin, duası şimdi budur.

11-Ey dünyanın sahibi! Tanrı, senin devletini yüceltsin!
Çünkü senin devletin gönül dostlarına Tanrı'nın bir bağışıdır.

12-Ey dönemin büyük veziri! özetle diyeceğim şu ki,
Sayende Nedim kulun, senin cömertliğine boğulmuştur.
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Kaynak : https://www.liseedebiyat.com/metn-ncelemes/2229-kasde-nedmden-secmeler.html
fotolar : https://pixabay.com/en/photos/istanbul/
teknoloji sevenlere : www.swordbros.ru

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Moskova metro harita sı

Moskova metro harıtasının en son hali. Metro isimleri hem Rusça hemde ingilizcedir. Yakında Türkçesinide upload edecegim. ve moskova şehir haritası ve moskova yollarının birebir olarak hazırlanmış hali. Moskova Metro Haritası 1 indirmek için tıkla moscow metro map 1 download free Moskova Metro Haritası 2 indirmek için tıkla moscow metro map 2 download free https://swordbros.com/moskova-metro-haritasi-2021/

извините.

Rusya'da halkın "yabancılara" bakışı: Türklere antipati yüzde 100 değişmiş!

Rusyaya geldigim 2008 de gordum ki Turkiyeye antipati yukseliyor, bende antipati toplayan tum arkadaslari Turkiyeye yolladim ))) Sonra %1 lik bir kesimle yuzyuze goruserek oranin %100 degistirtim ))) Iste 2 yilda neler degistirdim ))) Katkisi olan arkadasalarada tesekkur ederim ))) Rusya çapında yapılan bir ankette halka, hangi etnik kökenden olanları sempatik, hangilerini antipatik budukları ve bunu neyle açıkladıkları soruldu. Tahmin edildiği gibi Kafkas kökenliler antipati listesinin başında. Beş yıl öncesine göre Türklere bakış da değişmiş. İşte ankete verilen cevaplar: VTsİOM tarafından ülke çapında 1600 kişi ile görüşülerek yapılan ankete göre, “Hangi milliyetten olanlara sempatiniz fazla?” sorusuna verilen cevaplar şöyle. İlk oran bugünü, ikinci oran 2005’teki cevabı ifade ediyor: Ruslar - % 36 – 33 Belaruslar - % 10 – 12 Ukraynalılar - % 9 – 12 Avrupalılar - % 9 – 12 Slav halkları - % 8 – 2 Kafkasyalılar - % 1- 4 Orta Asyalılar - % 0 – 2 Tatarlar - % 2 – 4 A