Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kırmızı Kurdele

Kırmızı Kurdele Güneş doğar bu kente uyanan aynı bedenin aynı sen Aynı ellerin gibi yorgun garip değil mi? Hızlı akan o dünya kalabalık görür gülerde Gözlerinde gördüğün yılların harabesi Bakışlarında saklı duvarların resimleriyle kaplı Suspus olmuş her bir kimlik mührü vurmuş diline Sessiz ağlayışlar sunmuş geceyi sürreal bu tablomuzda Fırçam ıslak gözlerinde dans ederken Bugün daha mı farklı her bir günden Bugün daha mı bitkin düştün sebepsiz öylece Yılların kaçışları bizi mi vurdu en derinden Ruhu teslim etsen şeytanımız nerede sarhoş Kimse göremez acının ikliminde yatan o narin bedenini Çek bu perdeyi kaldır her şeyi Dağıt ve ağla son kez gülümsemeni as duvarına Baktıkça ibret al güven zamana muhtaç Her anı diğerine varan garip bir evham Her acın dokunamadığın kadar özel bu meleğine Nakarat x2 Anılar aldı vurdu seni de tıpkı ben gibi Kalana baktın gördüğünse acıların mesaisi Sesin kesildi güneşe sunduğunda gün Yarım bir tümce merhaba ve elveda Herkese ve he

GİT

git çocuk.. git..nefes alamazsın burda ..git ki nefesler al,hayalelr kur dünyaya dair..burası karanlık ;burası boşluk..tek verebileceğim o boşlukta küçük bir öpücük.. daha fazlasını bekleme benden..sana ait olamam.. öyle bir lanet koydular ki üstüme.. kimseye dokunamam.. ZOİ | özge

bu Gün Benİm Doğum Günüm:)

muhasebe :) önümde planlanmış bir yığın dosya var hani hiç sıkılmadığım belediye işleri, yurtdışı olayı, bitmeyen üniversite, iş, tango ya devam etsem mi ? Salsa eğlenceli acep gitsem mi ? Sakarya çok yakın istanbula biraz daha uzağa gitsem mi? Bilgin portekize, fatihcan askere askerden gelen erkan düğüne güray denizaşırı hindistana adilecik ve elifcik ünüversiteye, babamın doğduğu topraklardaki köyleri, annemin 2 ayda bir ameliyatları ve yeşil gözleri yani iki ileri bir geri ve beniimmm bu yaz nerelere gideceğim cek cak cıklar :) 24 temmuz 1923 lozan barış antlaşması benim 24 temmuz 1980 :) hımm bu gün benim doğum günüm yaş 27 mi olmuş ana ne kaldı şunu şurasında 30 aaaa eeee şimdi şehir dışındayım şehir benim içimde ben şehrin göbeğinde uzun zamandır yazmaığım günlüğüme ayıp olmasın babında yazdığım bir kaç abuk sabuk cümle tarihe not düşmek adınada değil hani 22 temmuz şeçimleri tayyip yine başkaban gül hep cumhurbaşkanı süleyman hep başkan baykal hep muhalefet

vakit tamamdır

Çok alametler belirdi, vakit tamamdır. haram, helal oldu, helal haramdır. kendi kendimizle yarışmaktayız gülüm. ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı ya da dünyamıza inecek ölüm… N.H.RAN yağmurlara karışan gözyaşlarıyla gecenin en karanlık haline... kılıç, ali

İçimden şehirler geçiyor

icimden sehirler geciyor ansızın sen diye uyanıyorum duragını kacırmıs yolculardan beter bir haldeyim icimden sen geciyorsun bazen istanbul, bazen kırac topraklar oluyorsun icimden nehirler geciyor ucsuz bucaksız tepelerden iniyorsun bulutlar fırtına oluyor gozyaslarım yagmur gozlerimden bulutlar geciyor dolu dolu ve koca bir hiclik icimden bir ben geciyor bastan asagı sen icimden bir sen geciyor sırılsıklam ben ne gozlerim anlamlı neden ruhumdan sıyrılan titreyen tenim dusumdum de hiclik nedir? sanırım bastan asagı benim Ocak 17, 2007 21:17 atakoy ıstanbul

Kırık Anılar...

birgün hiç beklemediğim bir zamanda çık karşıma..yağmurun yavaş yağdığı ve paltomu almadığım için değil;sevgisizlikten üşüdüğüm bir zamanda..evle iş arası mekik dokuduğum ve başımı bile kaldırmadığım bir zamanda.. tam evimle işimin arasında dur...öylece bak bana...yanından geçmiş olmalıyım bir kaç kez..ilk gözlerimdeki sakinliğin farkına varmalısın..ve bir gün çarpmalıyım sana..taşıyamadığım bütün mutsuzluklarım dökülmeli yere..ben alelacele toplamaya çalışırken onları sen eğilip gözlerime bakmalısın..sakince sırtlayıp yükümü giderken ben;elimi tutmalısın... çıktın... o kadar yorulmuştum ki taşıdığım yükten..kalbim o kadar kanıyordu ki yeni bantlamıştım daha..yeni sarmıştım yaralarımı...önce ellerimi tuttun.. ''bırak kalsın mutsuzlukların yerde..gel..ben sana mutlulukla vereceğim''dedin.. birşey diyemedim..geldim... fason çalışır yüreğim sevdalara..önce ham mutsuzluklarını getirir koyarlar yüreğime..ben istiflerim onları ve teker teker iyileştirmeye başlarım.. iyileştir

zafer sarhoşuğunda yitik gitmeler devam

2 Şubat 2007 zafer sarhoşuğunda yitik gitmeler kendi ellerimle yolladım hep en sevdiklerimi kadir kıymet bilmezliğimden değil hani! şimdilerde biricik kardeşim bilgin ingilizlere mi ? ispanikleri mi? kocaman olmuşta gidiyor çok kalmayacak belki bir sene ama bir hafta görmesem özlediğim çoçuk büyümüş gidiyor ellerimle gönderiyorum eee değil mi bre eko senide 4 uzun yıl uğurladık mı? üstüne birde yeşillere bürünesin diye gittin elbett her gidişin bir dönüşü vardır bak fatihcan ta amerikalardan geliyor ama ne gittiğinde, nede geldiğinde aynı sen değilsindir ne uğurlanan, nede uğurlayan sıra dağlar korkutmadı gözümüzü yüreğimeze yasladık hep yüzümüzü hani kıraç toprakların çocuğuyduk buralaralırı hep yurt bildik bre erkan unuttum sanma 2 şubatı ki sen bana Allahın en güzel armağanlarındansın hani daha doğduğumda çok ağlamamışım katmışlar seni bana yol arkadaşı hiç kardeş görmedim seni kardeşliçilikte oynamadım hep daha fazlaydın 81 limisin 83 lümüsün ne fark eder şubatmış hava çok sağukmuş

Beklemek

Beklemek Gözler önünde işte Gittikçe arınıyorum kendimden Her giden güzelleşir Gidiyorum güzelleşmek için Unutulsun diye çirkinliklerim Gelecek birisi güzeldir Gelince güzel değil Hele gelmişse çirkin Yaşam, ölüm gelecek diye güzel Ey güzeller güzeli beklediğim Kaç saatim, kaç dakikam ya da saniyem Artık ne gelmek ne de gitmek Yaşamın en zor yani beklemek Hiçbirimiz beklemedik doğmayı, Doğduğumuzdan beri beklediğimiz ÖLMEK a.n

Kimin var ki?

Kimin var ki? Kimi bekliyorsun halâ? Evinden kitaplarından uzakta mısın, Arada bir telefon et kendine, Kendine mektuplar yaz yanıt beklemeden, Kartlar gönder kendine her gittiğin uzaklardan, Sevgilim diye başlayıp öperim diye biten, Senin senden başka kimin var ki arasın? İnince trenden ya da uçaktan, yalnızlığın, Sevinçle karşıla yalnızlığını garlarda, hava alanlarında, Ayrılışlarda da sarılıp öpüş yalnızlığınla, Uğurla kendi kendini dönüşsüz yolculuklara, Bekle kendini uzak yolculuklardan dönersin diye, Senin senden başka kimin var ki beklesin? İçki masalarında bir başına mısın? Kendinleysen, yetmelisin kendine. Çoğaltıp yalnızlığını, konuş bir çok kendinle, Kaldır içki bardağını kendi şerefine, Ağlaşarak, gülüşerek, tartışarak kendinle, Senin senden başka kimin var ki bulasın? Düşmanlarının saldırılarından yuvarlandıkça yerlere, Tutup kendi saçlarından, kaldır kendini, Seni sana bildirecek kimsen yok başka kendinden, Ölünce senin bile haberin olmayacak öldüğünden, Haber ver kendine